Eğitim Sistemimizin Gereksinimleri;
       Eğitim sistemi toplumlar ve gelişimleri için en önemli sistemlerin başında gelir. Eğitim sistemi ile bireyler kişisel yeteneklerini geliştirirler ve bu da beraberinde toplumsal ilerleme ve gelişmeye yol açar. Toplumlardaki her bireyin kişisel özellikleri mevcuttur. Kişilerdeki bu potansiyeli çıkaran eğitim sistemi ve o sistemin işleyişidir. Toplumlar ilerlemelere, çağın gereksinimlerine uyum sağlamaya eğitim sistemleri ile ulaşırlar. Günümüzde ilerlemiş toplumlara bakıldığında hepsinin oturmuş ve üst düzey bir eğitim sistemlerinin olduğunu. Eğitim genel devlet yönetimi sisteminden ayrı düşünülemez. İlerlemesi düşük olan devletler ilk olarak eğitim sistemini gözden geçirmeliler ve bu alanda iyileştirmeler yapmalılardır.
       Ülkemizde de her ülkede olduğu gibi kendine has bir eğitim sistemi mevcuttur. Eğitim sistemimiz Milli Eğitim Bakanlığı çevresinde şekillendirilmiş olup sisteme bakanlık yön vermektedir. Tüm eğitim sistemlerinde olduğu gibi bizim sistemimiz de gelenek ve göreneklerimizde yola çıkarak hazırlanmış ve çağın gereksinimleri göz önüne alınalar sürekli iyileştirilmektedir. Milli eğitim bakanlığı eğitim sistemi ile ilgili her türlü düzenlemeye yön verme gücüne ve yetkisine sahiptir. Eğitim sistemimize dair her türlü kuralın belirlenmesi, şekillendirilmesi, düzeltilmesi ve değiştirilmesi yine milli eğitim bakanlığının kontrolünde olmaktadır. Sistemin her kademesindeki görev ve sorumlulukları ile bu görevlerde bulunacak kişilerin atanması da yine Milli Eğitim Bakanlığının elindedir. Sistemimiz merkez yönetimine bağlı olarak yürüyen yerel yönetimler ile şekillenmiş olup her bölgedeki kararları ise Milli Eğitim Bakanlığına bağlı yerel yönetimler vermektedir.
       Milli eğitim bakanlığından yerel yönetimlere kadar genişleyen sistem içerisinde son sözü söyleyen asında sınıflardaki öğretmenlerdir. Bakanlığın belirlediği konularda eğitimlerini veren öğretmenler kendi bilgi ve becerilerini de sistemin üzerine katarak ülkelerin geleceklerini şekillendirmektedirler. Öğretmenlerimizin ülkelerin geleceklerin için önemleri ise bu noktada ortaya çıkmaktadır. Eğitim olarak geri kalmış uygarların gelişmesi söz konusu bile değildir. Avrupa’nın ileri ülkeleri tüm bu sebeplerden dolayı öğretmen eğitimine çok önem vermektedir. Önemli olan bir diğer unsur ise öğretmenlerin memnuniyetidir, yaptığı işi severek yapan ve memnun olan öğretmenlerin performansları ve öğrencilere katacakları çok daha iyi olacaktır.
       Milli Eğitimin asıl işlevi eğitim faaliyetleri ile yönetsel faaliyetler ikinci planda olmalıdır. Maalesef bu durum ülkemizde de bazen yer değiştirebilmektedir. Bu yer değişikliği olduğu zamanlar eğitimin geri gitmesine ve ülkelerin gelişmesine direk olarak etki etmektedir. Milli eğitimin eğitim faaliyetlerine odaklanması ve yönetsel olarak gelişmenin eğitim olarak gelişmenin gerisinde kalması gerekmektedir. Ülkemizde milli eğitim bakanlığının yardımcı işlevler üzerinde yaptığı düzenlemenin ana işlen olan eğitim faaliyetler üzerinde yaptığı düzenlemelerden çok olduğu görülmektedir. Yardımcı işlevlerdeki değişiklik sürekli kafa karışıklıklarına neden olduğu gibi ülkemizin çağın gerisinde kalmasına da neden olmaktadır.
       Her ne kadar eğitime yön veren ana kurum Milli Eğitim Bakanlığı olsa da asıl faktör eğitimi birinci derecede yönlendiren öğretmenlerin yetiştirildiği üniversitelerdir. Öğretmenler bu kurumlarda öğrendikleri ile çocukların eğitimlerin vermektedirler. Milli Eğitim Bakanlığının üniversitelerdeki öğretmen eğitimlerine müdahale etme şansı bulunmamaktadır. Yüksek öğretim kurumlarına bağlı lan üniversitelerde öğretmen eğitimi konusunda bir ortak nokta bulunmalı ve tüm öğretmenler aynı eğitim ile donatılmalıdır. Yalnız bu sistemle eğitimdeki dengesizliklerin önüne geçilebilir ve her öğrencinin aynı eğitimi alması sağlanabilir.
       Son zamanlarda ülkemizdeki en büyük karışıklık eğitim sistemimizde yaşanmaktadır. Sistemimiz sürekli değişmekte ve bir o kadar da değişeceği konusunda söylentiler çıkarılmaktadır. Birincil olarak öğrencileri etkileyen bu düzen öğretmenleri de olumsuz etkilemektedir. Öğretmeler bir sonraki sene eğitim sisteminin nasıl olacağı konusunda bilgi sahibi olamamaktadır, bildikleri ise sık sık değişmektedir. Bu belirsizlik ve değişiklik içerisinde kaliteli ve verimli bir eğitim verilmesi söz konusu değildir. Öğrenci ve öğretmenler tam yeni sisteme alışmışken daha sene bitmeden sistemin değişeceğini öğrenmektedirler, bu da motivasyonu çok çok aşağılara çekmektedir. Bir an önce doğru sistem bulunmalı ve bu sistem üzerinde geliştirilmeler yapılarak eğitime yön verilmelidir.
       Yapılan yanlışlıklardan en önemlisi de eğitim sistemindeki köklü değişiklilerin yapılma kararı alınırken işi asıl yapan, işin içerisinde olan öğretmenlerimizin görüş ve düşüncelerine değer verilmemesidir. Bugün en küçük şirketler bile yaptıkları değişikliklerde çalışanlarının fikirlerini alıp onları değerlendirirken Milli Eğitim Bakanlığının kendi kendine bu derece köklü değişiklik yapma kararı alması doğru bir yol değildir. Zira birbirinden değerli öğretmenlerimizin bu konuda söyleyecekleri çok önemli bilgilerin olduğundan eminim.
       Eğitimin siyasetten uzaklaştırılması ve siyasetçilerin eğitim sistemine müdahale etme şansının ortadan kaldırılması gerekmektedir. Milli eğitim bakanlığı özerkleştirilmelidir ve yapılacak köklü değişimlerde referandum misali tüm öğretmenlerin görüşleri alınmalıdır. Ancak bu şekilde sürekli gelişen ve iyileşen bir eğitim sistemine kavuşabiliriz. Aksi takdirde her gelecek yeni siyasi görüş ile yeni bir eğitim sistemine geçer ve eğitim sistemi olarak gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmaya devam ederiz.